Rezanmargetzozan.blogspot.com


Hûn bi xêr hatin!!!

Herzlich willkommen!!

Hosgeldiniz!!!

Welcome!!!

Bari galoust!!!

Bienvenue!!!

Ahlan wa sahlan!!!



Donnerstag, 19. November 2009

Uç kardeşten ilk album

 

19 Kasim 2009
Yeni_Özgür_PolitikaKürt müzik dünyasına adım atan Margêt, Rezân ve Zozan kardeşler ülkelerinden çok uzakta doğup büyüdüler. Ancak köklerinden kopmayan üç Ezidi kardeş ilk albümleri Birina Min’i çıkarmanın heyecanını yaşıyor.


Kürt müzik dünyasına adım atan Margêt, Rezân ve Zozan kardeşler aynı zamanda yeni nesil Kürt gençlerinin köklerine dönüş arayışlarına da bir örnek oluşturuyor. Geçtiğimiz aylarda ilk albümleri ‘Birina Min’ ile dinleyicilerinin karşısına çıkan Êzîdî kardeşler Margêt, Rezân ve Zozan, albümlerini çıkarabilmenin heyecanını yaşıyor. Üç kardeşle, müzik çalışmaları ve albümüne ilişkin konuştuk. 

Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz ?

Rezân: Grubumuz aynı ailenin çocukları olan üç kişiden oluşuyor. Üçümüz Almanya’nın Celle kentinde dünyaya geldik. Kürt Êzîdîyiz, anne ve babamız zamanında Batman’dan buraya gelip yerleşmişler. Babam 37 yıl önce Almanya’ya gelmiş. Celle’de bulunan Ticaret okulunu bitirdim ve şu anda yaşamımı ticaret yaparak yürütüyorum. Zozan, üniversitede ekomomi eğitimi görüyor. Margêt 2003 yılında, psikoloji ve sosyoloji dalında ihtisas gördü ve Celle’de bir hastanede görev yapıyor. Okul ve iş yaşamı dışında, sistematik bir biçimde müzik çalışmalarımızı yürütüyoruz. 

Müziğe olan ilginiz nereden geliyor?

Zozan: Müziğe olan sevgimiz çocuk yaşlarda başladı. Ailemizin temelinde müzisyenlik var. Dedemiz Şêx Ali ve annemizin rahmetli dedesi Şêx Hazniye Silemaniyê Bêgiyê dengbejdiler. Aynı zamanda babamız da stranbêjdi. Ailemizde hep saz çalınır şarkılar söylenirdi. Kültür, sanatla ve aynı zamanda politika ile iç içeydik. Şivan Perwer, Koma Berxwedan’dan tutun birçok sanatçıyla sürekli ilişki içindeydik. Kürt govendi ve müziği hep bizde büyük bir merak uyandırdı; böylece de adım adım müzik yapmaya adım attık. 

Grup kurma fikri nasıl oluştu? Neden solo olarak müzik yapmıyorsunuz?

Margêt: 90’lı yıllarda müziğe başladık. O yıllarda Kürt müziğinde önemli adımlar atıldı. Kürt müziğine olan merak ve sempati giderek Kürt dünyasında önemli bir yer tutmuştu. Her tarafta müzik grupları oluşuyordu. Biz de çalışmalarımızla bu konvoya katıldık. Birlikte müzik yaptık. Solo çalışmalarımız var ama grup olarak müzik yapmayı daha çok seviyoruz. 

Êzîdîlerde genelde ailece grup olarak müzik yapan gruplar var. Onlardan mı esinlenerek ailece müzik yapıyorsunuz?

Rêzan: Hayır. Sadece Êzîdî toplumunda ailelerde oluşan müzik grupları yok. Kürt toplumunda böylesi aileden gelen müzik grupları var. Üçümüz de stran söylediğimiz için birlikte çalışıyor ve üretiyoruz. 

Arkadaşların müzik eğitimleri ne düzeyde? Herhangi bir enstrüman çalıyor musunuz? Ne zamandan beri müzikle uğraşıyorsunuz? 

Rêzan: 1990 yılından bu yana müzikle uğraşıyorum. Bu arada birçok enstrümanı çalmayı da öğrendim. Örneğin bağlama, ud, keyboard ve birçok ritm aleti (Perkusyon). 1994 yılında Kürt Sanat Akademisi’ne üye oldum ve orada birçok sanatçıyla çalıştım. Aynı zamanda stüdyo çalışmalarına da iştirak ederek bu alanda da bir hayli yol katettim. Albümümüzde de aranjörlük ve yönetmenlik yaptım. Müziğin yanısıra, 1997’dan 1999’a kadar geçen yıllarda Kürt folklorü ve govendi öğretmenliği ifa ederek diploma almaya hak kazandım ve bu faaliyetlerime hala da devam ediyorum. 
Zozan: Müzik çalışmalarına 1992 yılında başladım. Kürt Akademisi’nin desteğiyle, 1999 yılından 2004 yılına kadar koro çalışmalarına katılarak birçok ünlü sanatçıyla birlikte çalışma şansına sahip oldum. Aynı zamanda tambur çalmayı öığrendim. 2000 yılından 2005 yılına kadar Celle’de bulunan Alman Müzik Okulu’nda gitar eğitimi gördüm. 2006 yılından bu yana ise şan dersleri görüyorum. 
Margêt: Sanat faaliyetlerine 1995 yılında başladım. 1997- 1999 yıllarında gösterdiğim faaliyetler sonucu, folklör öğretmenliği diploması aldım. 2004 yılına kadar Kürt Akademisi’nin koro çalışmalarına katıldım. 2004 yılından günümüze kadar Alman Müzik Okulu’nda eğitim görüyor ve tanınan “Chor Belcanto”da yer alıyorum. Aynı zamanda, Danimarka Üniversitesi Senfoni Orkestrası’ndaki birçok çalışmaya katıldım. Öğrenmeye devam ediyorum 

Müziğe ne kadar zaman ayırıyorsunuz?

Rêzan: Hergün en azından iki saat zaman ayırıyorum. 
Zozan: Müzik yaşamımızın bir parçası. Şartlara göre ama her gün müzikle ilgili faaliyet gösteriyoruz. 
Margêt: Müzik yapmak için, yaratıcılık gerekiyor ve bunun için de müziğe ait zaman ayırmak gerekiyor. Biz de yaşamın şartları dahilinde müzikle içiçe olan insanlar olarak, zaman buluyor ve çaba sarfediyoruz. Ancak, bir albümün ortaya çıkması, müzik çabası yanında maddi imkan da gerektiriyor. Korsan piyasasının müzik dünyasına düşürdüğü gölge, sanatçıların hevesini kıracak ölçüde olmasına rağmen, müzisyenlerin faaliyetlerini aksatmıyor olmalarini önemsiyorum. 

Genel anlamda müzik ve özel anlamda Kürt müziği hakkında bilginiz ne derecede?

Rêzan: Hepimiz Almanya’da dünyaya geldik. Birçok yabancı sanatçıyı dinleyerek bu günlere geldik. Dünya müziğine ilgi duyuyor ve onları inceliyoruz. Klasik, pop ve caz bunlardan bazıları. Ancak çocukluğumuzda Kürt müziği ve gelenekleriyle yetiştik. Elbette Kürt müziği ve sanatına sahip çıkıyoruz. Belki Ayşe Şan, Meryem Xan, Huseynê Muşê, Şakiro ve Arif Cizrawî kadar olamayız ancak, onların yolunda yürümek isteriz. 

Albümde üç parçayı birlikte, diğer parçaları solo olarak söylüyorsunuz. Neden solo olarak albüm yapmadınız?

Zozan: Prensipte birlikte müzik yapmayı doğru buluyoruz ancak, bazen değişik uğraşılarımizdan dolayı bir arada olmamız mümkün değil ve bundan dolayı da solo çıkışlarımız oluyor. Bazen de Rêzan sanatçı arkadaşlarına saz çalıyor ve biz de korolara katkı sunuyoruz. Ama şimdiye dek solo albüm fikri oluşmadı. 
Margêt: En azından sevinerek bir CD’mizin olduğunu söyleyebiliyoruz. Ancak bu herşeyi doğru yaptığımız sonucunu ortaya çıkarmaz. Dinleyenlerden öğreniyor ve geleceğimizi aydınlatan eleştirilere sahip oluyoruz. Bu albümümüz bizim için bir ilk. Tercübe edindik. Zor bir işi başardık. Eksiklerimizi gördük. Albüm yapmanın zahmetini biliyoruz. Yıllarca stran söyledik, biriktirdik. Bunları bir albüm olarak sunmak istedik. Hepimizin ortak emeği. Dinleyenleri dinliyoruz. Bizi ileriye götürecek olan da bu. 

Müziklerinizi hangi tarz müzik olarak yorumluyorsunuz?

Rêzan: Bunun başlı başına bir tarz olduğunu söyleyemeyiz. Kürt müziğinin ana kaynaklarına dayalı bir arayıştayız. Kürt folklorik estetiğini esas alıyoruz. Bu arada kendimize özgü modern bir tarzı da sunmak istiyoruz. Bir değişikliğe vesile olabilirsek seviniriz. 

Albümde parça seçimini hangi kriterlere göre yaptınız? Albümdeki parçalardan özel anlamı olan bir parça var mı?

Zozan: Her şeyden önce Kürdistan’da yıllar boyu süren bir mücadelenin hala da devam ettiğini bilmemiz gerekli. Halkımız tüm engellere rağmen direniyor. Kürt mücadelesinin birçok kahramanı şehit düştü. Sanatımızı bu eşsiz insanların verdikleri bedele bir cevap olması için çaba gösteriyoruz. Halkımıza moral kaynağı olmak istiyoruz. Arzumuz, stranlarımızın tek düzey dinlenmemesidir. Stranlarımızı çeşitli mercalara işledik. Örnek ‘Birîna Min’ tüm şehit analarına adanmıştır. ‘Êvîna Xalê Mûsa’ ise ölümsüz Musa Anter’in anısınadır. ‘Êdîb Solmaz’ ise, 1979’da Batman’da şehit düşen, Batman Belediye Başkanı Edip Solmaz’ı hatırlarda canlandırmak içindir. 

Önümüzdeki süreçte müzik, yaşamınızda ne derece yer bulacak?

Rêzan: Birinci albümümüzün çıkışıyla birlikte, müzikle ilgili çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmayı düşünüyoruz. Daha da profesyonal bir çaba göstereceğiz. Vokal ve enstrümanla ilgili daha derin bir çaba içerisindeyiz. Bu alanda başarı kazanmak ve çalışmalarımızın verimini yükseltmek için elimizden geleni yapacağız. 

Yeni çalışmalarınız var mı?

Zozan: Şimdi yeni albümümüzün eserlerini halkımızla paylaşıyoruz. Gelecek hafta ve aylarda birçok programın konuğu olacak ve eserlerimizi dinleyicimize taşıyacak ve sunacağız. Bu arada zamanımızın büyük bir bölümünü de yeni stranlar yapmakla geçiriyoruz. 

Son olarak söylemek istediğiniz birşey var mı?

Margêt: Son olarak dinleyicilerimizden ricamız korsana karşı daha duyarlı ve sanat çalışmalarını desteklemelerini diliyoruz, yoksa bir çok ünlü sanatçımızda dahil artık albüm yapabilecek firma bulamıyoruz. En son olarak bize böyle bir imkan tanıdığınız için, size ve değerli gazetemizin tüm çalışanlarına da grup adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz, başarılarınızın devamını diliyoruz.

MURAT ALPAVUT



YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen